Pandemi dolayısıyla gerek kendi rızamızla gerekse yasaklardan dolayı evimizden gönül rahatlığıyla çıkamadığımız şu günlerde agorafobiden muzdarip bir karakterin başrolde olduğu bir filmin izleyiciyi heyecanlandırması kolay olabilirdi. Sağlam oyuncu kadrosuna rağmen The Woman in the Window (Penceredeki Kadın, 2021), bu avantajı iyi kullanamıyor. Hem senaryo hem de kurgunun ustaca işlenememesi filmin vurucu tarafını törpülerken gerilimi de aşağı çekiyor.
Amy Adams, Fred Hechinger ve Wyatt Russell arasında gidip gelen filmde Gary Oldman, Julianne Moore ve Jennifer Jason Leigh ise kariyerlerine göre çok küçük ve etkisiz rollerde karşımıza çıkıyor. Ülkemizde “Penceredeki Kadın” ismiyle yayınlanan A. J. Finn’in çok satan romanının arkasına baktığımızda Stephen King, Tess Gerritsen, Louise Penny, Ruth Ware gibi yazarlardan övgü dolu sözler bizi karşılıyor. Kitabı okumadığım için yorum yapamayacağım ama filme baktığımızda arzu edileni karşılamıyor. Konusu itibariyle Alfred Hitchcock filmi tadı veya daha detaya inersek Rear Window (Arka Pencere, 1954) beklentisi havada kalıyor. Şahsen ortalama bir kara film bile sağlam bir yapım izlemenin zorlaştığı 2020/2021 sezonunda bir nebze de olsa beni mutlu edebilirdi. Bu arada Fritz Lang‘in 1944 yapımı kara film klasiği ile aralarında sadece isim benzerliği olduğunu da not düşmekte fayda var.
Agorafobiden dolayı evden çıkamayan Anna’nın tek eğlencesi, perdelerini hiç örtmeyen komşularını izlemektedir. Karşı apartmana yeni taşınan Russel ailesi, onun röntgenci ruhunu cezbeder ve şahit olduklarını anlattığında ise ona hiç kimse inanmaz. Elinde delil olmamasının yanı sıra psikolojik sorunları olan, alkolik ve kedisiyle beraber yaşayan, belli bir yaşın üzerindeki yalnız bir kadına zaten hiçbir filmde güvenildiğine açıkçası pek şahit olmadım.
Klasik filmlere ilgi duyan Anna’nın film boyunca izlediklerine baktığımızda kara filmin önemli örneklerine yer verilerek türe atıfta bulunuluyor. Yapımın kendisi de yeni kara film türünde bir gizem/gerilim barındırmasına rağmen kısa kesitlere yer verdiği Laura (1944), Spellbound (1945), Dark Passage (1947) filmlerinin fersah fersah gerisinde kalıyor. Bu üç kara filmin önemli kısımlarını kendi içinde eritmeye çalışıyor ama başarılı olduğunu söylemek mümkün değil. Bu paragrafta filmin sürprizlerine değineceğim için izlemeyenler bir sonraki paragrafa atlayabilirler. Laura filminin ortasında öldürülen kadının aslında Laura olmadığını öğrendiğimiz gibi benzer şaşırtıcı dönemeç The Woman in the Window’da da yer alıyor. Anna’nın öldürüldüğünü düşündüğü Jane Russell yerine başka bir kadının cinayete kurban gittiği sürprizi ile karşılaşıyoruz. Dark Passage’da işlemediği bir cinayetle suçlanan Vincent Parry (Humphrey Bogart) yerine finale doğru Anna neredeyse katil konumuna gelir. Son olarak Spellbound filmindeki gibi hafızası parçalanan Anna, kendi geçmişiyle yavaş yavaş yüzleşecektir. Bu üç kara filmle bazı açılardan benzerlik taşıyan The Woman in the Window, 70 küsur yıl sonra gerçekleştirilmesine rağmen benzer tempoyu ve merak unsurunu layığıyla yerine getiremiyor.
Yardımcı karakterlerin Anna’nın evine tek tek uğrayarak bir dramatik yapı kurulmaya çalışılmasından dolayı tiyatrodan uyarlanmış gibi bir izlenim bırakması filmin eksi hanesine bir madde daha eklememize yol açıyor. Ayrıca bu tür filmlerde olay örgüsü yavaş yavaş çözülür. Gizem ve gerilim, izleyicinin odaklanmasını sağlar ama her şeyin finale saklanması ile karşımıza çıkanın vurucu bir etkiden uzak olması, olay örgüsünün iyi işlenemediğinin adeta bir kanıtı gibi.
The Woman in the Window, kara film severleri tatmin etmekten uzak bir yapım olarak diğer Netflix yapımlarının arasında yerini alıyor. Oyuncu kadrosu için veya vakit geçirmek maksadıyla izlenebilecek sıradan bir yapım.
KÜNYE / IMDB: 5,8
Yönetmen: Joe Wright
Senaryo: A.J. Finn, Tracy Letts
Oyuncular: Amy Adams (Anna Fox), Fred Hechinger (Ethan Russell), Wyatt Russell (David), Gary Oldman (Alistair Russell), Anthony Mackie (Ed), Brian Tyree Henry (Dedektif Little), Jeanine Serralles (Dedektif Norelli), Jennifer Jason Leigh (Jane Russell), Julianne Moore (Katie)
Müzik: Danny Elfman
Görüntü Yönetmeni: Bruno Delbonnel
Kurgu: Valerio Bonelli
Ülke: ABD