Anasayfa Bilim Kurgu Karakarga Yayınları’ndan Kayıp Kitaplar Kütüphanesi Dizisi
Karakarga Yayınları’ndan Kayıp Kitaplar Kütüphanesi Dizisi

Karakarga Yayınları’ndan Kayıp Kitaplar Kütüphanesi Dizisi

Karanlık Sinema

Karakarga Yayınları 2019’da başladığı “Kayıp Kitaplar Kütüphanesi Dizisi” ile bilim kurgu, macera, gotik türünde eserler yayımlamaya devam ediyor.

Yüzüklerin Efendisi ile Harry Potter serisine ilham veren Ejderha Kitabı ve bilim kurgu türünün öncülerinden, 1666 yılında yazılan feminist bir ütopya olan Yeni Kristal Dünya ilk kez Türkçe yayımlandı. Türkiye’nin ilk bilim-kurgu eseri Başka Dünyalarda Canlı Mahlukât Var Mıdır?, unutulmuş bir yazarın polisiye öyküleri Makineli Kafanın Hikâyesi, ilk Türkçe macera romanı Sergüzeşt-i Kalyopi, ilk Türkçe gotik roman Canvermezler Tekkesi ise ilk kez Latin harfleriyle okurla buluştu.

Başka Dünyalarda Canlı Mahlukât Var Mıdır? - Osman Nuri EralpBaşka Dünyalarda Canlı Mahlukât Var Mıdır? – Osman Nuri Eralp

Çeviri: Merve Köken

Sadeleştirme: Bilge Kösebalaban

1. ve 2. Baskı: 2019 – 96 Sayfa

Türkiye’nin ilk bilim-kurgu eseri, bir asır sonra ilk defa Latin harfleriyle okuyucuyla buluşuyor.

“Bu dünyalarda canlı yaratık var mıdır? Şüphesiz böyle bir sorunun cevabı lazımdır, dediğimiz sürece hayat neden sadece dünyamızda oluşmuş olsun? Bu âlemlerin ortasında, bu dünyaların hepsi birdir. Toz kadar olan Dünya’mızda hayat, canlı yaratık olsun da, onlarda olmasın? Onlar bu dünyadan küçük müdür? Onlar bu dünyadan ilerleme bazında farklı mıdır? Hayır, bu bahsedilen dünyamız gibi hep birbirinden doğmuştur. Hepsi birbirinin anası, babası, hepsi birbirinin kardeşidir. İşte bu soruya karşı bugün kesin cevap verilmiş:

Her âlemin kendine özgü, kendi doğal şartlarına göre oluşmuş canlısı, canlı yaratığı vardır.”

Bakteriyoloji ve kimya alanlarında uzmanlaşan Osman Nuri Eralp’in bilimsel çalışmaları, kendi döneminde en kapsamlı ve öncü çalışmalar arasında yer alıyordu.

Türkiye’de bilim-kurgu adıyla kategorize edilebilecek belki de en eski örnek olan bu eser, Bilge Kösebalaban tarafından keşfedildi ve Osmanlıca harflerle ilk yayımlanışından bir asır sonra, ilk kez Merve Köken tarafından Latin harfleriyle çevrildi.

Ejderha Kitabı - Edith NesbitEjderha Kitabı – Edith Nesbit

Çeviri: Servin Sarıyer

1.Baskı: 2019 – 176 sayfa

– Yüzüklerin Efendisi ve Harry Potter serisine ilham veren kitap ilk defa Türkçe’de –

Efsanevi canavarların bazıları son derece haylaz ve komik, bazıları da kelimenin tam anlamıyla dehşet verici; ancak hemen hepsinin ortak özelliği, özgür ruhlu ve tarif edilemez olmaları.

Modern çocuk edebiyatının öncüleri sayılan, Demiryolu Çocukları, Beş Afacan ve Hazine Avcıları gibi yapıtların yazarı Edith Nesbit’in ejderhaları, muhteşem bir hayal gücünün eseri.

Makineli Kafanın Hikâyesi - İskender Fahrettin SertelliMakineli Kafanın Hikâyesi – İskender Fahrettin Sertelli

Çeviri: Merve Köken

Sadeleştirme: Bilge Kösebalaban

1.Baskı: 2020 – 120 sayfa

Unutulmuş bir yazarın zamanı aşan polisiye öyküleri ilk kez Latin harfleriyle okurla buluşuyor!

İskender Fahrettin Sertelli nam-ı diğer Behlül Dânâ deyince aklınıza İstanbul’un Arsen Lüpen’i Ele Geçmez Kadri, Türk Polis Hafiyesi Yılmaz ya da Şeytan Hadiye isimleri gelmiyorsa çok şey kaybediyorsunuz. 1930’lu yılların popüler polisiye yazarı İskender Fahrettin Sertelli’nin daha önce Latin alfabesine aktarılmamış öykülerinin yer aldığı bu seçki, hayal dünyası karşısında şaşıp kalacağınız bu yazarla tanışmak için büyük fırsat.

Çok yönlü bir sanatçı olarak daima üreten ve halkı aydınlatmaya çalışan, 1943 yılında henüz 48 yaşında hayata gözlerini yuman Sertelli’nin İngilizce “dime novel” olarak anılan, çok değerli araştırmacı yazar Erol Üyepazarcı’nın verdiği adıyla da “onparalık öyküler” türünde yazmış olduğu üç ayrı polisiye serisinden üç karakter olan Şeytan Hadiye, Amerika’da bir Türk Polisi Yılmaz ve Ele Geçmez Kadri’nin öyküleri Makineli Kafa’nın Hikâyesi’nde bir araya geliyor.

Yeni Kristal Dünya – Margaret CavendishYeni Kristal Dünya – Margaret Cavendish

Çeviri: Servin Sarıyer

1.Baskı: 2020 – 160 sayfa

– 1666 yılında yazılan feminist bir ütopya – Bilimkurgu türünün öncülerinden biri ilk kez Türkçede

Margaret Cavendish’in, genç bir kadının başka bir dünyaya yolculuğunu ve burada karşılaştığı ütopik toplulukla yaşadığı deneyimleri anlatan kitabı ilk kez okurla buluştuğunda tarihler 1666 yılını gösteriyordu. Feminist bir bakış açısıyla yazılmış ilk ütopya örneklerinden sayılan bu öncü metin, edebi bir eserde “paralel dünyalar” kavramıyla da ilk kez karşılaşmamızı sağlıyor. Sıra dışı bir zihnin ürünü bu kitap, okurunu bugüne kadar bildiğimiz kurmaca dünyaların çok daha ötesine götürmeyi vadediyor.

Sergüzeşt-i Kalyopi – T. AbdiSergüzeşt-i Kalyopi – T. Abdi

Çeviri: Merve Köken

Sadeleştirme: Bilge Kösebalaban

1.Baskı: 2020

İlk Türkçe macera romanı, ilk kez Latin harfli Türkçede!

“Bu kitapçık daha önce duyulmamış olaylar ve aklı hayrete düşüren manzaralar ile dolu olup sıralı on bir fasikülden oluşmakta ve ertelenmeksizin her hafta birer fasikülü basılıp yayımlanmaktadır.” -T. Abdi, 1873

1873 Sergüzeşt-i Kalyopi (Kalyopi’nin Macerası) ilk yerli roman olarak kabul edilen Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat’tan iki yıl önce, ilk macera romanı olarak kabul edilen Hasan Mellah’tan ise bir yıl önce basılmış bir macera romanı olma özelliği taşıyor.

Bir Rum kızı olan Kalyopi’nin 1400’ler İstanbul’unda başlayan ve ülkelere, denizlere, adalara yayılan macerası sadeleştirilmiş ve orijinal metnin tenkitli basımıyla bir arada bu kitapta.

Canvermezler Tekkesi – Selim Nüzhet GerçekCanvermezler Tekkesi – Selim Nüzhet Gerçek

Çeviri ve Sadeleştirme: Merve Köken

1.Baskı: 2020 -192 sayfa

Kayıp Kitaplar Kütüphanesi’nde İlk Türkçe Gotik Roman – ilk defa latin harfleriyle –

 “Evvela benim deli olmadığıma emin olmalısınız. Akıl sağlığım tamamen yerindedir. Hiçbir hastalığım yok ama ihtiyarım. Ah gücünü tüketmenin en üstünde olan bir ihtiyar, bütün ihtiyarların ihtiyarlığından daha fazla ihtiyar… Kaç yaşındayım? Seksen? Yüz? Yüz yirmi yaşında mıyım? Bunun aslını bilmiyorum. Bu husustaki hissimi aydınlatmaya yarayabilecek hiçbir şey yok. Ne yazılı bir vesika, ne hatıra, ne şahit! Çünkü ancak birkaç günden beri ihtiyarım.”

Selim Nüzhet Gerçek’in Claude Farrère’in La Maison Des Hommes Vivants eserinden uyarladığı bu eser, edebiyatımızın nereyse hiç anılmayan kayıp bir eseri. İleri gazetesinde tefrika edildikten sonra 1922 senesinde basılan Canvermezler Tekkesi, edebiyatımızda korku türünde yeni bir keşif. Bu eserin basımına değin bu olağandışılıkta ve bu kadar net biçimde gotik unsurlar içeren bir Türkçe roman olmamıştı.

Yorum Yazın