Komedi ve biyografi filmleriyle daha çok akıllarda yer edinen Stephen Frears’ın yönetmenliğini yaptığı The Hit (Kiralık Katiller, 1984), İngiliz yapımı bir yeni kara film. Az bilinen filmlerden olmasına rağmen 90’lı yılların kara film klişelerini besleyen bir yapısı olduğunu söylemek mümkün. Oyuncu kadrosuyla da dikkat çeken filmde 2017 yılında kaybettiğimiz John Hurt’ün yanı sıra Terence Stamp ve daha kariyerinin başında olan Tim Roth yer alıyor. Bu üç İngiliz oyuncuya ise rolü gereği dillerine pek de hakim olmadığından film boyunca çok az konuşan İspanyol Laura del Sol eşlik ediyor. Birbirine zıt karakterlerin ön plana çıktığı filmde dört oyuncu da ayrı ayrı parlıyor.
Ölüm ve varoluşu sorgulayan bir yapıya sahip olan film, John Hurt’ün bir mezara doğru yürümesiyle açılıyor. Görüntüye eşlik eden ve kara film ile uyumlu blues tarzı gitar solosu ise Eric Clapton ve Roger Waters’a ait. Devamındaki müzikler ise flamenko üstadı Paco de Lucía’ya emanet edilmiş. Geçtiği mekanlar düşünüldüğünden olsa gerek genellikle İspanyol tarzı müzikler filme hakim. Klasik kara film örneklerine baktığımızda The Third Man (1949) ve Murder by Contract (1958) gibi filmlerde de türün dışına çıkan müzikler görmek mümkün.
Konusunu kısaca özetlersek: Soygun sonrası ortaklarını ispiyonlayan Willie Parker, polisin desteğini de arkasına alarak İspanya’ya yerleşir. Huzurlu ve mutlu geçen 10 yıldan sonra hayatı bir daha değişecektir. 2 kişi onu Fransa’ya götürmek üzere kaçırır ve gerilimli bir yolculuk başlar. Ama işin ilginç tarafı iki kiralık katilin aksine rehine Willie çok sakindir. Aralarına sonradan katılan Maggie ile beraber güven sorunu da baş gösterecek ve gerginlik, üst üste yapılan hatalara yol açacaktır.
Tecrübeli ve sakin Braddock, ilk işine çıkan genç Myron, kaderini kabullenmiş hatta onu kaçıranlarla iş birliği yapan rehine Willie ve sadece yanlış zamanda yanlış yerde olan Maggie’nin bir araya gelmesi, dördü için de bir kabusun başlangıcıdır. Braddock ile Myron arasındaki fikir ayrılıkları ve Willie’nin sürekli kafa karıştırması, kaos çıkmasına yol açar. Sinematografik olarak geniş açılar kullanılmasına rağmen çıktıkları yolun hiç bitmeyecekmiş gibi bir hissiyat bırakması, karakterlerin kaderlerine sıkışmalarını anlatır. Finale doğru Willie’nin Braddock ile ölüm üzerine konuşması filmin en iyi sahnelerindendir. Willie’nin John Donne’nin “Death Be Not Proud” şiiri üzerinden açıkladığı hayat ve ölüme dair felsefesi ve karakterlerin finalde ölümle yakın temasa geçtiğinde verdikleri tepkiler de filmin ironik tarafını gözler önüne seriyor.
Filme esin kaynağı olan Bertie Smalls* için ayrı bir paragraf açmak gerekir. Mahkeme sahnesinde Willie’nin suç ortaklarını ele vermesi sonrasında Vera Lynn’den “We’ll Meet Again” şarkısını eski dostları hep bir ağızdan söyler. Aynı olay 1974 yılında Bertie Smalls’ın başına gelmiştir. Barclays bankası soygunu da benzer şekilde hem filmde hem de gerçek hayatta gerçekleşmiştir. İngiltere suç tarihinin ilk “supergrass”ı (muhbir veya biraz argo bir tabir olduğundan gammaz diye çevirmek mümkün) olarak bilinen Bertie’den, Willie karakteri oluşturulurken ilham alındığını kesinlikle söyleyebiliriz.
Criterion Collection’a dahil olan The Hit, özellikle oyuncu performansları ve sinematografisiyle dikkat çekiyor. Özgün ve bağımsız yeni kara filmlerden hoşlananlar için birebir.
KÜNYE / IMDB: 7,1
Yönetmen: Stephen Frears
Senaryo: Peter Prince
Oyuncular: John Hurt (Braddock), Terence Stamp (Willie Parker), Tim Roth (Myron), Laura del Sol (Maggie), Bill Hunter (Harry), Fernando Rey (Polis), Jim Broadbent (Avukat)
Müzik: Paco de Lucía
Görüntü Yönetmeni: Mike Molloy
Kurgu: Mick Audsley
Ülke: İngiltere