Anasayfa Korku TemaGotik İthaki Yayınları’ndan Karanlık Kitaplık Dizisi
İthaki Yayınları Karanlık Kitaplık Dizisi

İthaki Yayınları’ndan Karanlık Kitaplık Dizisi

Karanlık Sinema

İthaki Yayınları, korku, gerilim ve kara fantezi türündeki eserlerin yayımlayacağı Karanlık Kitaplık dizisine devam ediyor. Dizinin on üçüncü kitabı, tarihin en ürkütücü şahsiyetlerinden biri olan Aleister Crowley’nin Yasa Kitabı ve Yalanlar Kitabı adlı eseri oldu. Korku filmleriyle tanıdığımız Clive Barker’ın da Dokudünya adlı eseriyle dahil olduğu dizi, korku ve gerilim okurları için hazine niteliğinde eserlerle dolu.

 

Ray Bradbury - Uğursuz Bir Şey Geliyor Bu Yana

Ray Bradbury – Uğursuz Bir Şey Geliyor Bu Yana

Düzyazının şairi Ray Bradbury’den sizi kendinizle yüzleştirecek, cesaretin ve korkunun bir araya geldiği karanlık bir karnaval.

Vücudunu baştan sona saran dövmelerle zamana hükmetmeyi başaran Resimli Adam’ın avuçlarında iki tanıdık isim vardır: William ve Jim. 14 yaşındaki hemen her çocuk gibi bir an önce büyümek isteyen Will ve Jim’in önünde iki seçenek belirir: Ya Resimli Adam’ın büyüsüne kapılıp zamanı ileriye saran o atlıkarıncaya binecek ve tüm kasabayı bir günahkârlar karnavalına hapsedeceklerdir ya da Will’in ihtiyar babasıyla birlikte karnavalı belki de bir başka ekime kadar kasabadan uzaklaştıracaklardır.

 

Washington Irving - Uykulu Kuytu Söylencesi

Washington Irving – Uykulu Kuytu Söylencesi

Amerika’nın ilk gotik yazarlarından Washington Irving’le İç Savaş sonrasının puslu coğrafyasına bir yolculuk. “Uykulu Kuytu Söylencesi” Amerikan edebiyatının ilk hayalet öykülerinden biri olmasının yanı sıra ilk gotik öykülerden de biridir. Uykulu Kuytu’nun Başsız Süvarisi, söylenceye göre, Amerikan Bağımsızlık Savaşı’nda bir top atışında başını yitirmiştir ve artık geceleri cepheye yetişmek için atını dörtnala süren bir süvariye dönüşmüştür.

Bu seçkide, “Uykulu Kuytu Söylencesi”ne ek olarak Irving’in bir diğer meşhur öyküsü “Rip Van Winkle” ile “Lanetli Ev”, “Şeytan ile Tom Walker”, “Hortlak Damat”, “Alman Öğrencinin Serüveni” ve “Gibbet Adası’ndan Gelen Konuklar” isimli öyküler de yer alıyor.

 

Stephen Graham Jones - Melezler

Stephen Graham Jones – Melezler 

Korku edebiyatının postmodern yazarı Stephen Graham Jones’tan hayatta kalmak, ait olmak, kimliğini bulmak üzerine yazılmış ve kurtadam literatürüne derin bir çentik atan eşsiz bir büyüme öyküsü.

Tıpkı ailesi gibi o da bir dışarlıklıydı. Zorluklara rağmen katlanılabilir hayatını teyzesi Libby ve dayısı Darren’la birlikte onları anlamayan ve istemeyen bir toplumdan uzakta geçirmek zorundaydı. Melezlerdi onlar, bulanık kanlılar, hiçbir yere ait olamayanlar. Vakti geldiğinde teyzesi ve dayısıyla yollarda geçen bir yaşamı mı yoksa onlardan uzakta, yolun kenarında kalan diğer insanlarla geçen bir yaşamı mı tercih edeceğine kendi karar verecekti. Zira onun da bir kurtadam olup olmadığı yakın zamanda belli olacaktı.

Melezler şimdiki zamanla geçmiş arasında mekik dokuyan ve bu sayede kendini ve dünyadaki yerini anlamaya çalışan bir çocuğun unutulmaz panoramasını gözler önüne seriyor.

 

Bram Stoker - DraculaBram Stoker – Dracula

Yayımlandığı günden beri en çok okunan romanlardan biri olan, kötülüğe karşı verilen mücadelenin gerilim dolu kayıtlarını tutan Dracula, Bram Stoker’ın eşsiz hayal gücü ve incelikli hikâye anlatıcılığının zamana meydan okuyan ürünü. Bir yandan da ölümsüz bir aşk öyküsü…

Popüler vampir mitinin temellerini oluşturan eserde hukukçu Jonathan Harker’ın Transilvanya’ya, Kont Dracula’nın şatosuna yaptığı yolculukla başlayan dehşet, denizi aşarak Londra’nın sokaklarına dek ulaşır. Yaşadığı dönemin ahlakçı ve bilimci ütopyacılığını, kana susamış bir vampirin şahsında ustalıkla eleştiren Stoker’ın unutulmaz karakteri Kont Dracula’nın korku senfonisi de böylece başlar.

 

Arthur Machen - Yüce Tanrı Pan Arthur Machen – Yüce Tanrı Pan

Başta H. P. Lovecraft olmak üzere kendisinden sonraki birçok yazarı etkileyen Arthur Machen, modern korku edebiyatının erken dönem ustalarından biri. Doğaüstü, fantazi ve korku türlerinde verdiği eserlerin arasında en ünlüsü olan Yüce Tanrı Pan da yazıldığı dönemde cesur içeriğiyle büyük yankı uyandıran ve ünü günümüze kadar ulaşan bir başyapıt.

Dr. Raymond’ın ruhani dünyaya erişmek için yaptığı “Yüce Tanrı Pan’ı görmek” adlı deneyin sonucunda kentte gizemli olaylar vuku bulmaya başlamıştır. Bu deneyle birlikte Yunan mitolojisinde ormanların ve kırın tanrısı olan yarı keçi yarı insan Pan, hikâyede korkutucu bir figüre dönüşerek, eski çağların dehşetini on dokuzuncu yüzyıla taşır. Machen’ın benzersiz üslubuyla bilim, bir nevi, korkuya hayat verir.

 

Edgar Allan Poe - Nantucketlı Arthur Gordon Pym’in Öyküsü

Edgar Allan Poe – Nantucketlı Arthur Gordon Pym’in Öyküsü

Nantucketlı Arthur Gordon Pym’in Öyküsü, genç ve maceraperest Arthur Gordon Pym’in arkadaşı Augustus’la kaçak olarak bindiği Grampus isimli gemiyle güney denizlerine yaptığı yolculuğu anlatır. Gemide çıkan isyandan sonra Arthur ve arkadaşları hayatta kalmak için yamyamlık, açlık ve kötü hava koşullarına karşı mücadele eder.

Edgar Allan Poe’nun yayımlanmış tek romanı ve en dikkat çeken eserlerinden olan Nantucketlı Arthur Gordon Pym’in Öyküsü,  Herman Melville’in Moby Dick, H.P. Lovecraft’ın Delililiğin Dağlarında kitaplarına esin kaynağı olmuş, Jules Verne ise romanın devamını Buzlar Sfenksi adıyla kaleme almıştır.

 

H. P. Lovecraft - Deliliğin Dağlarında

H. P. Lovecraft – Deliliğin Dağlarında

Lovecraft’ın neden çağımızın en büyük korku yazarlarından biri olduğunu gösteren ve ona hak ettiği şöhretini kazandıran en hacimli eseri Deliliğin Dağlarında, bir kaçış, yabancılaşma ve yüzleşme öyküsünün yanı sıra tuhaf kurgu türünün de başyapıtı.

Miskatonic Üniversitesi’nden bir ekip araştırma için Antartika’ya gider. Yaptıkları sondajlarda jeolojik bulgulardan çok daha fazlasına rastlarlar. Çağlardır ölü olan bu kıta, insanın gezegen üzerinde ilk yürüyüşünden yıllar yıllar önce yaşayan varlıkların görkemli izlerini korumaktadır derinliklerinde. Ancak onları asıl tehlikeye sürükleyen, “Yüce Eskiler”in dehşet verici şehrini keşfetmeleridir.

 

H. P. Lovecraft - Cthulhu’nun Çağrısı

H. P. Lovecraft – Cthulhu’nun Çağrısı

Lovecraft’ın neden korku edebiyatının ustası olarak anılması gerektiğini gösteren; yabancılığın, dehşetin, tekinsizliğin anlatıldığı toplam yedi öykü var bu kitapta.

Korku ancak gördüğümüzde bilebildiğimiz bir şey midir? Yoksa bilmediğimizi gördüğümüz şey midir? Belli ki Lovecraft bunu sorguluyordu bu öyküleri yazdığı sırada. Hep korkularımızdan ve bilmediklerimizden bahsetmeye çalıştı. Çalıştı diyoruz, çünkü asla tam olarak bahsedilemeyeceğini biliyordu. Tıpkı bu öykülerde olduğu gibi, dehşeti tarif etmek mümkün değildi. Tarif eden ya mezarlığa düştü ya da akıl hastanesine; ya müzisyen oldu ya da ressam; ya aynaya baktığında başkasını gördü ya da denizin dibinde buldu kendisini.

Bu kitap bir dehşet davetiyesi, bir delilik güzellemesi. Bu, Lovecraft’ın çağrısı…

 

Henry James - Yürek Burgusu

Henry James – Yürek Burgusu 

Üç kere Nobel Edebiyat Ödülü’ne aday gösterilen Henry James, İngiliz dilinin en önemli yazarlarından biri. Bir gotik eser olan Yürek Burgusu da ustaca kurgulanmış karakterleri ve uğursuz atmosferiyle, edebiyattaki en meşhur hayalet anlatılarından.

Genç bir mürebbiye iki çocuğa eğitim vermek için kırsaldaki bir konağa yerleşir. İki hayaletin, kendilerini göstermeye başlamasıyla konakta geçen mesut günler giderek daha tekinsiz bir hal alır. Çocukları bu korkunç görüntülerden korumaya çalışan mürebbiyeyse hayaletlerden daha korkunç bir gerçeklikle yüzleşmek zorunda kalacaktır. Bu hayaletler mürebbiyenin sanrılarından mı ibarettir yoksa konak gerçekten lanetli midir?

 

Joe Hill - İtfaiyeci

Joe Hill – İtfaiyeci

2000’li yıllarda pek çok yazar korku türünde eserler verip sıradışı işler ortaya koydu ancak bu zaman aralığında Joe Hill kadar istikrarlı ve her yapıtı modern bir korku klasiği olan başka bir yazar ortaya çıkmadı. İtfaiyeci de hem distopyayla teması hem sosyal medya çağını yansıtması hem de özgünlüğü ile yalnızca günümüzün değil, Hill’in de en iyi yapıtlarından.

Kimse nereden geldiğini bilmese de bir salgın şehirleri yavaş yavaş ele geçiriyordu: Ejderpulu. Hastalığın tedavisi mümkün olmayan sporları, ele geçirdiği vücutları aniden havaya uçuruyordu. Milyonlarca insan bu hastalıktan mustaripti artık. Her köşe başı alev alevdi. Medeniyetin sonunu ateş, kül ve duman getiriyordu.

Yeni hamile kalmış hemşire Harper Grayson da bu hastalığa yakalanmıştı ve alevlere karışması an meselesiydi. Ama belki bebeğini kurtarabilirdi… tabii o kadar uzun yaşayabilirse. İşte böyle bir zamanda İtfaiyeci denen bir adamın hikâyelerini duymaya başladı. Ejderpulunu taşıyan ama onunla yaşamayı öğrenmiş hatta hastalığın sebep olduğu alevleri kontrol edip bu gücünü insanları kurtarmak için kullanan bir deliydi o. Tüm dünya alevler tarafından yutulmadan önce İtfaiyeci’yi bulmak, sırlarını öğrenmek için Harper’ın gözünü karartmaktan başka çaresi yoktu artık.

 

Clive Barker - DokudünyaClive Barker – Dokudünya

Yazar, sanatçı ve yönetmen Clive Barker, 30 yıldan uzun bir süredir kâbuslarını bizimle paylaşmaya devam ediyor. Dokudünya da ancak Barker’ın zihninden çıkabilecek bir ölçekte, korkunun fantastikle harmanlandığı bir epik.
Kâhinsoylular denen bir tür, uzun yıllar insanlar arasında yaşamış, büyü gücüne sahip varlıklardı. Fakat Musibet denen bir kötülük Kâhinsoyluları avlamaya başlayınca onlar da tüm güçlerini ayrı bir düzlem yaratmaya harcadılar. Bir halının desenlerinde gizlenen bu düzlemde hem Musibet’ten hem de habis insanlardan uzakta hayatlarını sürdürmeye devam ettiler.

Dokudünya denen bu düzlemin her zaman bir insan gardiyanı olurdu. Fakat son gardiyan yaşlı Mimi ölüm döşeğindeydi ve düzlem artık korumasızdı. Dokudünya’nın peşindeki gizemli güçler halıyı ele geçirmek için harekete geçtiğinde karşılarında Mimi’nin torunu Suzanna’yı ve Cal isimli bir genci bulacaklardı.
Bir yerlerde, Musibet de kıpırdanmaya başlamıştı.

 

Mary Shelley - MathildaMary Shelley – Mathilda

Frankenstein’ın yazarı Mary Shelley’nin, öldükten sonra ardında müsvedde halinde bıraktığı bütün romanları ve öyküleri arasında tamamlanmış yegâne eser olan Mathilda, ilk kez Türkçede.
1819’da yazılmasına rağmen aksaklıklar sebebiyle yayımlanamayan ardından da unutulan bu gotik novella ilk kez 1959 yılında okur karşısına çıktı. Mary Shelley’nin tüm yazılarında olduğu gibi yine pek çok otobiyografik öğe barındıran eser, muhtemelen Shelley’nin kendi hayatından en çok esinlendiği eseri.
Mathilda, yazarın annesi Mary Wollstonecraft, babası William Godwin ve eşi Percy Bysshe Shelley ile olan ilişkilerini anlamak için önemli bir belge niteliği taşıyor. Bir babanın kızına olan aşkı, toplumdan soyutlanma ve ölüm gibi anlatması zor konular hiçbir şekilde otobiyografik olmayan olaylar üzerine kurgulansa da, üç ana karakter açık bir şekilde Mary’nin kendisi, Godwin ve Percy Shelley olarak görülebilir ve kitap içerisindeki rolleri de kolaylıkla gerçeklere tekabül edecek şekilde yorumlanabilir.
Bu kitapta Mathilda ile birlikte, kitabın ilk taslağı olan Hayaller Âlemi de okur karşısına çıkıyor.

 

Aleister Crowley - Yasa Kitabı ve Yalanlar Kitabı Aleister Crowley – Yasa Kitabı ve Yalanlar Kitabı

Yirminci yüzyılın en tartışmalı şahsiyetlerinden biri olan İngiliz okültist Aleister Crowley pek çoklarına göre sahte bir peygamber hatta bir şarlatanken, belirli bir kesim için ise bir yol göstericiydi. Kurduğu Thelema diniyle müritler toplayan yazar, sıradışı büyü öğretileri ve dini ritüelleriyle yaşamış en büyük okültistler arasında kendine yer buldu. Crowley’nin tam manasıyla nasıl bir insan olduğunu söylemek mümkün olmasa da “Dünyanın En Kötü Şöhretli Adamı” lakabını hak edecek işler yaptığı yadsınamaz.

Bu edisyonda Crowley’nin felsefesinin temelini oluşturan iki kitap birlikte yayımlanıyor. Üç bölümden oluşan Yasa Kitabı’nda Crowley, kendisine Kahire’de Aiwass adındaki kutsal bir varlık tarafınca dikte ettirildiğini iddia ettiği kuralları yazıya döküyor. Yalanlar Kitabı’nda ise Kabalistik öğretideki karşılıklarına göre numaralandırılan; talimatlardan, şiirlerden ve ritüellerden oluşan 91 maddelik metinler bir araya geliyor. İki kitaba da Crowley’nin yıllar sonra eklediği açıklayıcı yorumlar ve tefsirler eşlik ediyor.

Kaynak: Basın Bülteni

Benzer Yazılar

Yorum Yazın